23 Nisan 2012 Pazartesi

Ada ve Anadolu Dergileri

Bir derginin doğum süreci ile okura ulaşması aynı derecede heyecan verir mi? Okur olarak dergiyi elinizde tuttuğunuz zaman neler hissediyorsunuz? Ada Dergisinin doğum sürecinden 15. sayısının çıktığı bugünlere değin çok önemli bir yol kat ettiğini söyleyebiliriz. Birkaç kişinin ortak heyecanı doğrultusunda çıkmasına karar verilmiş, sadece belli bir bölgenin yazan çizenine değil de, ülkemizin her kentinden insanlarına sayfalarını açmış bir dergi Ada.
Ülkemizde genel olarak insanların kitap okumadığından yakınıyoruz. Kitapların fiyatlarının etkiliği olduğu görüşüne tam olarak katılmak da mümkün değil. Hemen hemen her ilimizde bir kütüphane mevcut olmasına rağmen son yıllarda kütüphanelerimizin ziyaretçi sayısında büyük oranda düşüş gözlenmiyor mu? İnsanlar zamanı değerlendirirken kitap, dergi ve gazete okumak için özel anlar yaratıyorlar mı?
Bizim gibi nice dergi farklı heyecanlar içinde doğuyor ve zamanla o heyecanın azalması sonucu arşivlerin tozlu raflarında o da şanslıysa eğer kendine yer buluyor. Heyecanı azaltan etkenleri saymak gerekirse, derginin okura ulaştırılamaması, derginin reklâm manasında destek görmemesi, ekonomik olarak yazarların kişisel bütçelerini zamanla zorlaması gibi nedenleri gösterebiliriz. Anadolu da çıkan dergileri incelediğinizde ekiplerinin birkaç kişilik olması, hatta genel olarak tek kişinin özel gayreti ile çıkıyor olması, belli zamandan sonra sıkıntıların artmasına yol açıyor. Yayınevlerinin reklâm bütçelerinin bir kısmını Anadolu dergilerine ayırması belli oranda bu durumun tersine çevrilmesini sağlayabilir. Nitelikli birçok dergimizin birkaç sayılık maceradan öteye gidememesinin en büyük nedeni de ekonomik sebepler değil mi?
Eğitimcilerimizin bile belli bir dergiyi takip etmiyor olmaları içler acısı bir durum değil midir? Üniversitelerimizde okuyan binlerce gencin çok azının kültür sanat yayınlarını takip etmemesinin bir izahı var mı? Yazan çizenlerin bile izlemediği dergilerden söz edilebilir.
Hemen her kentimizde çıkmakta olan bir derginin varlığından söz edilebilir. Devletimiz mevcut yasalarla gazeteleri belli oranda reklâmlarla desteklerken, dergilerin bu kapsamın dışında bırakılması çözüm isteyen bir konudur. Çoğu derginin ticari bir beklentisi olmamasına rağmen baskı masraflarını bile karşılayamaması kısa ömürlü olmalarına neden oluyor. Türkiye’nin her ilinde, ilçesinde kütüphane var. Okul kütüphaneleri için Mili Eğitim Bakanlığı kültür ve edebiyat dergilerine abone olsa durumun düzelmesine inanılmaz ölçüde katkı sağlar. Böylelikle belli aralıklarla çıkan dergilerin zamanında çıkması sağlanabilir. Dergilerimiz reklâm desteği aramak zorunda kalmaz. Ayrıca Posta ve Kargo şirketlerinin özel fiyat uygulaması yapması, eğitimcilerin özellikle bölgelerinde çıkan dergilere abone olması, dergi çıkartanlara umut vererek destek sağlayacaktır.
Ada Dergisi olarak belli dergilerle dayanışma içerisinde her bölgeye sesimizi ulaştırmaya çalışıyoruz. Böylece diğer dergilerle ortak hareket ederek daha sistemli bir dağıtım yapmaya çalışıyoruz. Dağıtım şirketlerinin astronomik rakamlarla dağıtım yaptığı düşünülürse kitapçı raflarına girmek için birlikte hareket etmek bir zorunluluk gibi gözüküyor. Son olarak Anadolu’daki dergilere de gazetelerimizin kültür sanat sayfalarında yer vermesinin destekleyici olduğunu belirtmek isterim.

Serkan Türk